21 Haziran 2012 Perşembe

Felekten Bir Gece

Dün can dostumla felekten bir gece çaldık. O kadar uzun süredir baş ağrıları ve bulantı psikozları arasında dönüp duruyorum ki gerçekten ben (BİZ) olmayı özlemişim... Ne yaptın ki böle derseniz çok özel bişey değil, önce Bebek Kırıntı'da bi yemek yedik, azcık sahil yürüyüşü yaptıktan sonra Mangerie'de sangrialarımızı içtik. O kadar iyi geldi ki anlatamam...
Çok uzun zamandır can dostumla böle vakit geçirmemiştim, o en güvendiğim&sevdiğim limana teslim ettim kendimi. Herşeyin en gerçek ve en samimi olduğu o anları özlemişim resmen.
Şimdiyi, evliliklerimizi, geleceği, bebeğimi konştuk, bazen sustuk, susmak bile iyi geldi.

13 Haziran 2012 Çarşamba

"Yaşama Yolculuk, Anne Karnında Yaşamın Öyküsü"


Birlikte çalıştığım 2 çocuk babası bir arkadaşım var. Hamilelik & çocuk bakımı konusunda çok tecrübeli. Benim yaşadığım deneyimleri o zaten yıllar öncesinden yaşadığı için bana çok güzel tavsiyelerde buluyor ve belkide -erkek olmasına rağmen- beni en iyi anlayan insanlardan biri. Çünkü tüm gün beraberiz, eşimden çok onu görüyorum. Benim hiç çocuk düşünmediğim zamanlarımdan artık plan aşamasına geçişimizi, hamile miyim acaba heycanlarımı, herşeyimi biliyor. Çok iyi niyetli ve anlayışlı biri, sağolsun bana çok güzel telkinlerde bulunuyor. Eşine, ailesine, çocuklarına o kadar düşkün ki, hayranım onun aile sevgisine. O yüzden onun düşünceleri benim için çok değerli. Geçen gün bir CD getirdi bana, National Geographic'in anne karnındaki bebek gelişimi anlatan bir belgesel. Gerçekten çok güzel bilgiler vardı, kesinlikle tavsiye ederim.



 "National Geographic - Yaşama Yolculuk Anne Karnında Yaşam 1 DVDRIP XVID AC3-BDR

Yumurtanın rahme yerleşmesinin ardından nasıl aşama aşama geliştiğini, hücrelerin farklılaşarak organları oluşturmasını, beynin nasıl geliştiğini ve duyuların nasıl uyandığını, bebeğin annesiyle kurduğu iletişimi ve doğumun nasıl gerçekleştiğini adım adım izleyebilirsiniz.
 İleri tıbbi görüntüleme teknikleri ve 3 boyutlu canlandırmalarla anne karnındaki yaşam ilk kez bu kadar ayrıntılı şekilde izlenebiliyor. Tek hücreden doğuma dek, anne karnındaki yaşam yolculuğunun tüm gizemleri açığa çıkıyor.
 Yaşamın yeşermesi, hiçlikten çıkıp insana varmak kadar muhteşem bir öykü olabilir mi? Anne karnındaki yolculuğun ilk ânı, tek bir spermatozoidin kazandığı bir yaşam yarısıyla başlar. Bu yarış sonunda genetik miras nesilden nesle aktarılır. Artık yeni bir yaşam yeşermiştir. Bu tek hücre dokuz ay sonra bir insan olarak ışığa kavuşacaktır."

"Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler"

Tracy Hogg & Melinda Balu

Bugün artık hazırlıklara başlasam iyi olacak diye düşünüp bir kitap aldım. Okuyup değerlendirmelerimi paylaşacağım.

*************************GÜNCELLEME, 31.07.2012 *************************
Kitabın ortalarına geldim, kesinlikle tavsiye ederim süper bilgiler var, özellikle benim gibi acemi annelere. EASY yöntemi adı altında günlük rutin anlatılmış. Kaç saatte bir uyuması gerektiği, emzirme aralıkları gidi detaylar var. Umarım pratikte de aynen uygulayabilirim.

Bodrum kaçamağı


Çok keyifli bir kaçamak oldu, 3 gün kaçtık buralardan... Bulantılardan, baş ağrılarından o kadar sıkılmıştım ki çok iyi geldi. Hiç kusmadım, başım hiç ağrımadı desem!! Bulantım oldu hafiften ama hiç kusmadım! Ben bodruma yerleşmeliyim, gitmeliyim buralardan. Sanırım iş stresi, düzenli beslenememe, yorgunluk etkili oluyor. Bulantılar biraz da psikolojik belki de...Dönüşüm muhteşem oldu ama, 2 gün baş ağrısı ve kusma tavan yaptı. Bugün biraz daha iyim çok şükür.
Sabah eski günlerdeki gibi özen gösterdim saçıma başıma kıyafetime. Normalde hiç içimden gelmiyordu, zaten aynada kendimi hiç beğenmediğim için saçıma başıma da dikkat etmiyordum. Bu arada toplamda 4 kilo aldım! Kıyafetlerim dar geliyor artık. Dışarıdan bakıldığında azcık göbeğim var. Basenlerim zaten hep vardı daha da genişledi. En büyük korkum tostoparlak bir hamile olmak. Umarım çok fazla kilo almam. Zaten vücud yapıp çok musait kilo almaya, hemen basenlerim genişleyi veriyor ve kıyafetler çok kötü duruyor.Denize girerken haftasonu biraz rahatsız oldum, insanlar bana bakıyor mu, çok şişko görünüyor muyum diye. Ama ben hamilleeeyyiimmm ondan böle şiştim demek istiyorum insanlara...
Bu arada yandaki fotoyu ben çektim, deniz şahaneydi. Doktoru aradım gidince, içim rahat etmedi. Denize istediğin gibi girebilirsin, ama direk güneşten uzak dur, yüksek faktörlü güneş kremi sür dedi. Bir de otelde çok övdükleri Asya restorantı vardı, sushi yiyebilir miyim diye sordum. California ve Tempura yiyebilirsin dedi... Çok sevindim, çünkü zaten benim en sevidiğim California Roll. Ama kısmet olmadı malesef gidemedik o restoranta, onun yerine otelde Lübnan restorantı vardı ona gittik, çok keyifliydi. Diğer akşamlarda da açık büfeyi tercih ettik. Ama o kadar yemeği bir arada görmek bana hiç iyi gelmedi, iştahım kapandı. Zeytinyağlılardan ve meyvelerde yedim sadece. Ama acıkma sıklığım giderek artıyor. 2 saatte bir bişiler atmak istiyorum ağzıma. Temmuzda Nice-Cannes tatili yapacağız, orda sürekli yanımda biskuvi gibi bişiler taşımam gerekecek. Zaten normalde de çok sık acıkırım ama 2 saatte bir gerçekten iddialı bir durum oldu... Hele yurtdışında bunla nasıl baş edeceğim bilmiyorum. Bu arada doktorum haftada 2 kadeh şaraba izin verdi. Geçen hafta ilk kez bu hakkımı kullandım, çok iyi geldi, özlemişim.
Hayat artık hiç eskisi gibi olayacak anladım, ama şunu da çok iyi anladım ki bu duruma ayak uydurmaya çalışmazsam çok daha mutsuz olacağım. O yüzden bu yeni durumda kendimi mutlu edecek şeyler yakalamaya çalışıyorum.
Veee burdan bir de günah çıkarmak istiyorum. Canım arkadaşlarım sizi çoook seviyorum, beni bu huysuz halimle bile kabullenip beni hiç yanlız bırakmayıp sürekli arayıp sordunuz. Yeni dünyama ayak uydururken sizi ihmal ettim biliyorum ama artık söz size daha fazla vakit ayıracağım.






7 Haziran 2012 Perşembe

12. Hafta


Uzun aradan sonra...


Uzunca bir süredir yazmıyordum, yazamıyordum. Bulantılarım hala devam ediyor, doktorum herhangi bir bulantı ilacını alabileceğimi yan etkisi olmadığını ama en etkilisinin "Zofer" olduğunu söyledi. Sabahları bulantılarla uyanıyorum, bir süre çıkardıktan sonra hemen yarım Zofer alıyorum. Biraz olsun dindiriyor, en azından kusmalarımı hafiletiyor. Daha sonra gün içinde hiç geçmeyen bulantılarım devam ediyor, bir de baş ağrısı... Uyku hali ve yorgunluk hissini bir türlü atamıyorum üzerimden. Sanki günlerce uyusam yetmeyecekmiş gibi... Şimdi neden kilo alındığını daha iyi anlıyorum. Hayatın ritmi o kadar yavaşlıyor ki. Bir de ben sürekli hamur işi yemek istiyorum, çünkü ancak onlar miğdemi bastırıp bulanmamasını sağlıyor. Peynir-ekmek, makarna ve pilav yemek istiyorum sürekli. Proteini tamamen zorunlu olduğu için yiyorum.
Bir de vitamin verdi doktor son gittiğimde, "Previt Positive", folik asitten kalsiyuma her türlü ihtiyaç var içinde. Biraz da ona güvenerek yeme düzenime pek de dikkat etmiyorum. Bol bol meyve yiyorum, ofiste dolaba bir sürü meyve doldurdum açıktıkça onlardan yiyorum, akşam da yemekten sonra yiyorum.
Güzel şeylerden bahsedeyim biraz da... Eşimin işi için Bodrum'a gitmesi gerekiyormuş, Cuma gününe denk getirdi ve ben de onunla gidiyorum. Cuma içn izin aldım, sabahtan gidip pazar günü döneceğiz. Çok güzel bir otelde kalacağız, fotoğraflar çekip paylaşırım. Ancak kıyafet sorunu yaşıyorum. İster istemez biraz kilo aldım ve göbeğim şişti. Artık 40 beden giyiyorum (ilerde bugünlerime şükredicem biliyorum). Birkaç tshirt alacağım şimdi öğle arasında gidip, bikinim elbiselerim var nasıl olsa... Bebişimle ilk tatilimiz :)