30 Ekim 2012 Salı

34. Hafta geldi sonunda

 
Yaz geçti kış geldi ben hala hmileyim:) Kimilerine göre çok çabuk geçti zaman ama bana göre çok yavaş ilerliyor zaman, ben bir an önce zaman geçsin kızımı kucağıma aliyim istiyorum.
Hazırlıklarım tamam gibi, mobilya, araba kıyafetler tamam... Bu hafta sağolsun güzel annem kıyafetleri yıkayıp ütüleyip getirecek, dolabına yerleştireceğiz.
Geçen hafta doktor 37. haftaya kadar çalışabilir raporu verdi. Zaten yasal olarak en fazla 37. haftaya kadar çalışılabiliyormuş.

3 Ekim 2012 Çarşamba

30. Hafta

 
Oooo bir baktım tam bir ay önce yazmışım en son, neler oldu neler son 1 ayda. Hepsini tek tek anlatacağım.

Öncelikle kızım mobilyasının siparişini verdim. Etiler'deki en lüks mağazaya da baktım, Modoko'nun en ucuz mobilyacısına da. Sonunda kararımı verdim... İlk başlarda hayal ettiğimden biraz daha farklı. Ahşap rengi, ayaklı bir yatak hayal ediyordum. Ama bebek odası yapmayı planladığımız oda o kadar küçük ki ayaklı yatak çok yer kaplayacaktı ve çok sınırlı yaşa kadar onda yatabilecekti. Modoko'da bebek mobilyaları satan bölümde tüm mobilyacılara girdik çıktık iyice düşündüm taşındım, krem rengi ingiliz tarzı bir mobilyaya karar verdim. İnci Mobilya'dan avizesinden yatak çarşafına kadar herşeyini aynı yerden sipariş ettik. Yatak örtüsü özellikle çok içime sindi, o da ingiliz tarzı patchwork, pembe ve krem renklerinde. Daha sonra odasına uygun perdelerini de Çekmeköy'de perde dükkanı olan kuzenimin eşinden sipariş verdik. Düz beyaz tül üstüne pembe bir güneşliği var. Duvar kağıdı yaptırmayı planlıyordum ancak ondan da vazgeçtim. Çok karmaşık olmasın odanın içi, zaten küçücük oda diye evi boyatırken aynı renge bebek odasını da boyattık.
 
Kızımın yatak örtüsü;
 

Geçen hafta çarşamba günü boyacılar geldi, tüm evi kum bejine boyadılar. Ancak su bazlı boya ile değil yağlı boya ile boyandığından çok kokuyor. Biteli neredeyse 1 hafta olacak sabah akşam havalandırıyoruz ama malesef koku bir türlü çıkmıyor. Ev boyanırken ve temizlik olana kadar 1 hafta annemlerde kaldım ama misafirlik de bir yere kadar. Pazartesi günü kendi evime taşındım ama koku hala çok fazla. Malesef bu konuda hata yaptık! Neyse napalım oldu bir kere...

Bir de bu cumartesi bebek partisi yaptık. Çok keyifliydi benim için, tüm sevdiklerim geldi, sağolsunlar hepsi çok çok güzel hediyeler getirmişler. Tüm eksiklerim neredeyse tamamlandı! Artık bana doğurmak kaldı :)
 
Bebek partisinden;





 





 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Pazartesi de evim temizlendi, herseyim tertemiz, mis gibi...

Ama tüm bu süreçte canım annem hep yanımdaydı, herşeyi organize etti, bir süüürrüüü masraf yaptı, koşturdu durdu. Nasıl hakkını öderim bilmiyorum. Günlerce bizi misafir etti, evimi boyayan ustalara 3 gün yemek taşıdı, evimdeki herşeyi yıkadı pakladı, evimi baştan aşapı temizledi, bebek partimi organize etti, masrafını karşıladı, yetmedi bebek malzemelerim onda yıkayıp ütüleyip verecek hepsini, yetmedi bebek mobilyamı yerleştirecek içine örtüler diktireceki yetmedi yatak örtümü çarşafımı alacak.... Daha ne olsun!! Canım annem seni çok seviyorum!!

Bir de bebek arabamızı da aldık, kızım babanesi ve dedesinden hediye. Onlar da sağolsunlar tüm boya sürecinde evde boyacıların başında beklediler.
 
 
 
 
 
 
 

3 Eylül 2012 Pazartesi

Canım Annem, iyiki varsın...

 
 Sen yanımdasın ya ben daha güçlüyüm. Sen iyiki varsın!

http://www.youtube.com/watch?v=0qgSBVIitmI

Annem sen benim yanıma kalansın...

 

28 Ağustos 2012 Salı

Hayalimdeki işte o...

 
Bebek tebriklerine falan gittiğimde hep düşünüyordum benim bebeğim olursa nasıl süslerim ne yaparım diye. İşte tam benim hayal ettiğim tarzda bir internet sitesi buldum. Bütün ürünler çok şahane! Hemen aradım, yerinde gidip ürünleri görüp o şekilde satın almak için ama malesef sadece internetten sipariş verilebiliyormuş.
 
 

Internet alışverişine her zaman şüpheyle bakmışımdır, dokunarak görerek almaktan yanayım. Ama ürünler o kadar güzel ki riske girmeye değer, ayrıca fiyatları da uygun.

Beğendiklerim şöle;












 

23 Ağustos 2012 Perşembe

Baby Journal 

Bugün D&R'da dolanırken Moleskine'nin baby journalı dikkatimi çekti, hemen alıverdim... Özel anlardan, yemek düzenine birçok konuda notlar alabiliyorsunuz. Bir daha asla geri dönülmeyecek özel anılarımı bu şekilde sakalayabikeceğim. Tavsiye ederim...

22 Ağustos 2012 Çarşamba

6. Ay Tamamlanıyooorrrrr


23 hafta + 3 gün, 6. ay neredeyse tamamlandı. 4. ayda kusmalarım bitince çok çabuk geçti zaman. Kocaman bir göbeğim var artık. Tam taaamıınnaa 10 kilo aldım, bu da ayda 1.6 kg demek oluyor. Doktorlar 1.5 kilo normal diyorlar, ben azcık daha fazla aldım. Ama bu 2 hafta biraz dikkat edeceğim. 1 Eylül'de doktor randevum var ona kadar kilo almasam süper olacak! Bu arada doktor randevumu daha erkene almam gerektiği aklıma geldi. 30 Ağustos'da ofis resmi tatil, 31 Ağustos içinde ben izin aldım, belki haftasonluğuna bi yere kaçarız, babymoon tadında:)
Artık normal kıyafetlerimin hiçbiri olmuyor, özellikle basen bölgesinden oldukça genişledim. Haftasonları tayt üzeri bluzlerle geçiriyorum, haftaiçi elbise giyiyorum. Havalar bozunca bakalım ne yapacağım, elbise altına çorapla idare edeceğim. YKM'de Ebru Maternity'i buldum, sezon sonu olduğu için pek bişi yok sadece siyah bir elbise aldım. Gebe'den aldıklarımdan memnun olmasam da sanırım en çok çeşit orda var, gidip gene bir elbise daha aldım, ama bir kez daha tövbe ettim çünkü kumaşı çok çok kötü, acayip kırışıyor, toz & tüy havada ne varsa topluyor. YKM'nin içinde NOGG diye bir marka vardı, tayt üzeri için ordan bluz aldım iki tane bi pembe bi siyah&beyaz, çok rahat ettim, sanırım büyük beden markası.
Onun dışında henüz çatlak oluşmadı, bol bol kremleniyorum, sabah akşam. Gebe'den aldığım krem şahaneymiş, o bitince body butter versionunu alacağım. Arasıra duşta johnson baby oil sürüyorum. Geçen hafta yazlığa gittiğimde de bol bol badem ve kayısı yağı sürdüm. Bikinimi giydim, oturdum yağlandım:) Selülitlerim çok fazla ortaya çıktı ama, sanırım hormonlardan. Bir de ben de tüylenme yaptı hormonlar, yüzümde aşırı tüylenme var.
Tüm bunlar haricinde hiiiçç hamile değilmişim gibi, çok çok rahatım (kendi kendime nazar değdirmeyeyim "maşallah" diyeyim) Sabahları çok keyifli oluyor, ben uyanınca kızım da uyanıyor, acayip hareketli oluyor. Sanırım o da benim gibi olacak, açlığa dayanamayacak. Gün içinde çok sakin, pek fazla kıpırdamıyor ya da ben günün koşuşturmacasında pek anlamıyorum.
Hafta sonu abimin ve kuzenimin bebekleri sevdim, çok özendim, hemen kendi kızımı da kucağıma almak istedim. Ben bu bebekleri bu kadar seviyorsam kendi kızımı nasıl seveceğim kim bilir.
Ben annelik duygusunun sonradan kazanılan, tamamen çevre etkilenmesiyle oluşan bir duygu olduğunu düşünüyorum. Yani toplumda annenin çocuğuna kayıtsız şartsız büyük bir sevgi ile bağlanması gerektiği olgusu var, ve bizler bu olguyu bu şekilde kabul edip öyleymiş gibi hissediyoruz. Şimdi aslında esas bunun nasıl bir duygu olduğunu tadacağım sanırım. Şimdi muhteşem bir bağlılık hissetmiyor olsam da kucağıma alınca neler hissedeceğim konusunda çok çok heyecanlıyım.

12 Temmuz 2012 Perşembe

Bebek Arabası

Önemli mevzularMIŞ bunlar... Ben de şimdiden araştırmaya başladım. Bir sürü marka ve model var. Emniyetli olsun, tipi güzel olsun, bir de fiyatı bize uygun olsun yeter. Etrafımda çok yeni doğum yapmış tanıdığım var, hepsinden fikir alıyorum.
Canımın canı bitanecik Ali'nin annesi var, nasıl anlatsam onu, hamuruna sadece iyilikler katılmış bir insan. İyi kalbine, sabrına, asaletine ve dostuluğuna her zaman hayran olduğum biri. Canımın canı dedim ya hani, kuzenimle evli:) Dolayısıyla dostuluğumuzun yanı sıra bir de akrabalık boyutumuz var...
Onun bebek arabasını birlikte bakmıştık, mantıklı ve araştırmacı kızdır, hesabını da bilir. O Maclaren'e karar kılmıştı. Hem çok hafif hem de tek elle arabayı katlayabiliyormuşsun, pratik yani...
Benim de en beğendiğim aşağıdaki resim, puset ve araç koltuğu 1.700 TL yazıyor internette. Bir de gidip mağazada görmek lazım...

 Model: Maclaren Techno XLR Travel System Bebek Arabası MAC-98716

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Hayal ettiğim bebek yatağını buldum


Bebek odası yapacağım odam çok çok küçük, bu yatak normalden daha fazla yer kaplayacağı için benim odama gereğinden büyük gelebilir. Ama olsun işte ben bunu istiyorum ve aynen bu tarz bir duvar kağıdı istiyorum. Hatta sadece bir duvara duvar kağıdı yaptırmayı planlıyorum. Tam istediğim gibi ingiliz tarzı!

Bir de mobilyayı ahşap rengi istiyorum, işlenmemiş ham ahşap. Ama gene oda çok ço küçük olduğu için o renk mobilya odayı boğabilir.

Ben resimdeki avizeye ve tüle de bayıldım!! Odam keşke büyük olsa da aynen bunları yaptırabilsem.

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Hamile Kıyafetleri

Hamileliğimin ilk aylarında henuz göbeğim çıkmamışken heves edip çok uygun fiyata LCW'den bir kaç parça kıyafet almıştım. Aslında çok gerekli değildi o dönemde ama şuan pantolonlarım olmuyor... Benim karnım çok çıkmadı ama resmen yanlara doğru genişledim. Basenlerim zaten hep genişti, daha da genişledi. Düzenli yaptığım pilatesi de bırakmamım bunda etkisi olduğunu düşünüyorum. Bir de hareketlerim çok daha azaldı. Kendimi yorgun hisettiğim için daha az yürüyorum ve miğde bulantıları ancak karbonhidratı şeylerle bastırabildiğim için sürekli ekmek arası şeyler yiyorum. Toplamda 5 kilo aldım, her aya 1 kilodan biraz fazla düşüyor, umarım bundan sonrasında çok fazla almam.

Sonuç olarak sabah baktım pantolonlar olmuyor, Gebe mağazasının bana en yakın şubesinin Cevahir'de olduğunu görünce öğle aramda atladım, gittim. Bir de haftaya tatilde giyeceğim bir kaç şort bakarım dedim.

Bir pembe elbise aldım, bir beyaz pantolon ve 2 de şort:) Aldıklarımın resimlerini Gebe'nin online sitesinden buldum, işte bunlar;


Kıyafetler dışında bir de organik bir krem aldım, "Ciltteki Çatlak İzleri için Palmer’s Kakao Yağı Masaj Kremi". Kullanalım bakalım, çatlak oluşacak mı? Çatlak oluşma mevzusu duyduğum ve okuduklarıma göre genetikmiş, annemin karnında oldukca çok var. Dolayısıyla korkuyorum bende de olacak diye. Zaten arasıra badem ve kayısı yağı karışımımı kullanıyorum ama bir de ek olarak kako yağı aldım. Internetten okuduğum kadarıyla en iyi gelen kakao yağıymış. Gelişmeleri bildireceğim...


*************************GUNCELLEME 31.07.2012*************************
Aldıklarımı kullandıktan sonra yorumlarımı da eklemek istedim. Gebe'den aldığım şortları tepe tepe kullandım, tatilde de çok işime yaradı, çünkü tatil zamanı birden karnım çok daha fazla büyüdü ve normal şortlarım artık olmaz oldu, o yüzden tatile gitmeden iyiki almışım onları. Ancaaaakkkkk elbise ve pantolon konusunda ciddi eleştrilerim var, özellikle yazmak istedim bunları. Hamile kıyafetleri normal kıyafetlere göre çok daha pahallı olduğu için ve zaten her yerde olmadığı için almışken en güzelini almak istiyor. En güzeli de Gebede olur diye düşünmüştüm hep ama pantolan ve elbiseyi birkaç kez giydikten sonra yanıldığımı anladım. Kumaşları çok çok kötü... Elbise 2 kez oturup kalkınca kırışıyor, aslında kesimi modeli çok şık ve rahat ama kumaş berbat. Aynı şekilde pantolon kuması da hemen kırışıyor ve acayip saldı kendini bollaştı falan...
Ama bunların yanı sıra kremden çok memnunum! Çok güzel nemlendiriyor, onu kesinlikle tavsiye derim.

Anne karnındaki duyu organlarının gelişimi


 
Hamileliğimin başından beri en merak ettiğim konulardan biri bebeğimin anne karnında neler hissettiği ve dış dünyayı nasıl algıladığıydı. Bu konuyu internette araştırıken çok güzel bir röportaj buldum.

Öncelikle ilk gelişen duyunun "DOKUNMA" olduğu söyleniyor, 8. haftadan itibaren bu duyu gelişiyormuş. "TAT ALMA" duyusu 13-15. hafta arasında gelişiyormuş. "KOKU ALMA" 11-15. hafta arasında oluşurken "İŞİTME" duyusu 24. haftada tamamlanıyormuş. 26. hafta ise "GÖRME" duyusu oluyormuş.

Ben şimdiden Vivaldi, Beethoven dinlemeye başlamıştım. Hatta eşimle aramızda konuşurken "Sessiz ol kızımız bizi duyuyor" gibi espiriler de yapıyorduk, malesef o bizi henüz duyamıyormuş... (Ben 17. haftadayım)

İşte o ropörtaj;

"Anne karnında gelişen ilk duyu hangisidir?
Anne karnındaki yaşamda gelişen ilk duyunun dokunma olduğu düşünülmektedir. Dokunma duyusu insanın dış dünya ile iletişiminin temel unsurudur.

Anne karnındaki bebeğin dokunma duyusu ilk olarak ne zaman gelişmeye başlar?
Bebekte dokunma hissinin 8. gebelik haftası gibi çok erken bir dönemde başladığı düşünülmektedir.

Bu gelişim nasıl olur, evreleri nelerdir?
İlk dokunma hissi genelde ağız çevresinde ve yanaklarda ortaya çıkar. Bu haftada bebeğin yanağını oluşturacak olan kısmına tek bir saç teli dokunduğunda bile bunu hissedebileceği kabul edilmektedir. Onuncu haftada genital bölgede, 11. haftada avuç içlerinde ve 12. haftada ayak tabanlarında dokunma hissi ortaya çıkmıştır. Bu bölgeler aslında erişkinlerde en fazla duyu reseptörlerinin bulunduğu, dokunmaya en hassas noktalardır. 17. haftaya gelindiğinde karnın ve kalçaların tamamı dokunmaya karşı hassastır.

Anne karnındaki bebeğin tat alma duyusu ne zaman gelişmeye başlar?
Tat almadan sorumlu olan algılayıcılar gebeliğin 13–15. haftasında mevcuttur ve bunların yapısı erişkinlerinki ile hemen hemen aynıdır. Bu nedenle bebeğin bu haftadan itibaren değişik tatları ayırt edebildiği düşünülmektedir.

Tat alma duyusunun gelişimi nasıl olur?
Amniyon sıvısı sürekli yapım ve emilim halinde olan dinamik bir sıvıdır ve bebek sürekli olarak bu sıvıyı yutmaktadır. Amniyon sıvısı içinde değişik tatlara sahip olan purivik asit, laktik asit, sitrik asit, creatinin, üre, proteinler ve tuzlar vardır.
Son dönemlere ulaşıldığında bebeğin 24 saat içinde yuttuğu amniyon sıvısı miktarı neredeyse 1 litreye yaklaşmaktadır. Amniyon sıvısının içeriği tıpkı anne sütünde olduğu gibi annenin yediği besin maddelerinin tat ve aromalarını da taşır.

Yapılan gözleme dayalı incelemelerde anne adayı tatlı besinler tükettikten sonra bebeğin yutma hareketlerinde artış, acı ve ekşi besinler tükettiğinde bu hareketlerde bir miktar azalma olduğu görülmüştür. Bu durum bebeğin anne karnındayken değişik tatları ayırt edebildiği tezini kuvvetlendirmektedir.

Koku alma duyusu ne zaman gelişmeye başlar, bu gelişim nasıl olur?
Bebeğin burnu, gebeliğin 11–15. haftaları arasında oluşumunu tamamlar. Bu sırada amniyon sıvısı bebeğin tüm ağız, burun, geniz ve akciğer yapısı içinde dolaşır ve bebeğe değişik tat ve kokuya sahip maddeleri taşır. Bu maddeler direkt olarak tat ve koku almadan sorumlu algılayıcı hücreler ile temas halinde bulunarak onları uyarırlar. Bu nedenle bebekler daha anne karnındayken değişlik kokuları tanıyıp ayırt edebilirler.

Anne karnındaki bebeğin koku alma duyusu nasıldır?
Son dönemlere kadar anne karnındaki bebeğin koku alma duyusunun işlevsel olabileceği düşünülmüyordu. Çünkü kokunun hava ile taşınan ve nefes alıp verme ile ayırt edilebilen bir duyu olduğu kabul edilmekteydi. Ancak son yapılan araştırmalar bunun doğru olmayabileceğini, bebeğin burnundaki koku almadan sorumlu algılayıcı sistemlerin zannedildiğinden daha karmaşık olduğu fark edildi.

Bu konuyla ilgili araştırmalar var mı?
Anne karnında kokuların öğrenilmesi yapılan araştırmalarda şaşırtıcı sonuçlar elde edilmiştir. Bunlardan birisi de kahvedir. Anne adayı kafeinsiz ya da normal kahve içtiğinde bebeklerin kalp atım hızı ve soluk alıp verme şekillerinde değişimler gözlenmiştir. Bunun kahvenin kokusuna bağlı olup olmadığı kesin değildir ancak kahvenin keskin kokusunun da rolü olduğu ileri sürülmektedir.

Yeni doğan bebeklerin anne sütünün kokusuna karşı zaafları olduğu bilinmektedir ve bu durumun açıklaması olarak anne karnındayken sütün içeriğine benzer bir kokuyu hafızalarına aldıklarına inanılmaktadır.

Benzer şekilde değişik insan ve hayvan gözlemlerinde de bebeklerin annelerini kokularından ayırt edebildikleri saptanmıştır. Bütün bu gözlemler bebeklerin anne karnındayken bazı kokuları hafızalarına yerleştirdikleri tezini desteklemektedir.

Anne karnındaki bebeğin işitme duyusu nasıldır?
Anne karnındaki bebek amniyon sıvısı, rahim duvarı, anne adayının karnı gibi pek çok bariyerin arkasında bulunmasına rağmen aslında rahim içindeki yaşam oldukça gürültülü sayılabilir. Annenin damarlarından geçen kan, barsak ve mide sesleri rahim içindeki bebeğin karşılaştığı temel seslerdir. Bunların dışında anne adayının ve diğer kişilerin sesleri de bebeğe direkt olarak ulaşır. Tüm bu sesler içinde doğal olarak en güçlüsü bebeğin annesinin sesidir.

İşitme duyusu ne zaman gelişmeye başlar, bu gelişim nasıl olur?
Bebeğin kulağı 8. haftada oluşmaya başlar. Duyma yeteneğinden sorumlu olan kemikler ve ses iletisini beyine taşıyan sinirler büyük ölçüde oluşumunu tamamlar ancak bu gelişim 24. haftada tamamlanır. 25. haftadan itibaren bebek annesinin sesini duyabilmektedir. 27. haftada ise annesinin sesi dışında dışarıdan gelen seslere ve hatta
babasının sesini bile duyup tepki verebilir. Ancak hem içinde bulunduğu ortam hem de bebeği içinde bulunduğu amniyotik sıvının olumsuz etkilerinden koruyan kremsi tabaka olan verniksin, kulaklarını tıkaması nedeni ile sesleri büyük bir olasılıkla boğuk olarak duymaktadır.

Anne karnındaki bebek seslere tepki verir mi? Verirse bu tepki nasıl olur?
Bebeğin seslere verdiği tepkiler değişkendir. Ani kapı çarpması ya da benzeri şiddetli bir ses bebeğin anne karnında aniden sıçramasına neden olabilir. Benzer şekilde 5 saniye süre ile anne karnına uygulanan yüksek frekanslı bir ses bebeğin hem kalp atım hızında hem de genel hareketliliğinde 1 saate kadar varan artmaya neden olur.

Öte yandan reaktif duyma adı verilen durum biraz daha farklıdır. Burada işitme kulaktaki kemikler yardımı ile değil ses dalgalarının cilt ve kemikte yarattığı titreşimler yardımı ile gerçekleşir. Anne karnındaki bebeklerin 16. gebelik haftasından yani işitme sisteminin tam olarak gelişimini tamamlamasının ardından 8 hafta öncesinden itibaren ultrasonda seslere yanıt vermesi bu şekilde açıklanabilir.

Doğumdan sonra bebeğin annesinin sesine olumlu tepki vermesi ve genelde annesinin sesini duyduğunda sakinleşmesi rahim içi yaşamda aşina olduğu ve en iyi bildiği sese verdiği tepkidir.

Anne karnındaki bebeğin görme duyusu ne zaman gelişmeye başlar, bu gelişim nasıl olur?
Anne karnındaki yaşam sırasında en son gelişen duyu sistemi görmedir. Bebeğin göz kapakları 26. haftaya kadar kapalıdır. 26. hafta civarında bebek gözlerini açmaya başlar ve göz kırpabilir.

Bebeğin gözleri 26. haftaya kadar kapalı olmakla birlikte anne adayının karnı üzerine uygulanan güçlü bir ışık kaynağına yanıt verir. Gerçekte rahim içi mutlak karanlık değildir. Tıpkı sesleri geçirdiği gibi ışığı da geçirmektedir. Bu nedenle bebek gündüz ile geceyi rahatlıkla ayırt edebilir. 33. haftadan itibaren bebeklerin göz bebekleri ışığa tepki vererek büyüyebilir ya da küçülebilir.

Tek yumurta ikizleri 26–27. haftadan itibaren anne karnında birbirlerini görebilirler, birbirlerine dokunabilirler ve hatta el ele tutuşabilirler.

Amerikan Hastanesi
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Dr. Alper Mumcu"

Canım Kızıma...

Bebeğimin kız olduğunu duyduğumdaki heycan ve mutluluğu anlatamam. İçime ılık bir heyecan geldi, günlerdir aklım hep sende!
Hayallerimin hepsi toz pembe ...


Sen benim kıymetlim, nadide çiceğimsin. Daha kucağıma almadan müthiş bir sevgiyle bağlandım sana. Kucağıma aldığım anki mutluluğumu hayal bile edemiyorum!
Sen çok özel olacaksın, seni en güzel şekilde büyüteceğim. Hep yanında olacağım, daima seni sevgimle destekleyeceğim.
Canım annem hep dimdik durdu benim yanımda, güçlü biri olmam için çok destek verdi bana. Ben de ondan öğrendiklerimle seni aynı şekilde yetiştireceğim.
Ben ailemden aldığım sevgi, kültür ve görgü ile bugünlere geldim. Bin şükürler olsun ki, bulunduğum toplumda sevilen & saygı gören biri oldum. Mutlu bir evliliğe ve güzel bir kariyere sahibim. Canımdan çok sevdiğim kardeşim ve abim hep yanımda. Çok sağlam dostlarım var etrafımda... Bunların hepsini aileme borçluyum. Senin de bu güzelliklere sahip olman için elimden geleni yapacağım.
Sana iyiyi, sevgi yolunu en güzel şekilde gösterip hayatında hep mutlu olmanı sağlamak en büyük amacım olacak. Seni sevgi ve iyilikle büyüteceğim. Sonrasında sen zaten kendiliğinden doğru yolu bulacaksın...



2 Temmuz 2012 Pazartesi

Ve ve veeeeee KIZ bebeğim oluyor...


Muhteşem bir andı, ultrasondu gördüğüm anda doktor KIZ dedi.

21 Haziran 2012 Perşembe

Felekten Bir Gece

Dün can dostumla felekten bir gece çaldık. O kadar uzun süredir baş ağrıları ve bulantı psikozları arasında dönüp duruyorum ki gerçekten ben (BİZ) olmayı özlemişim... Ne yaptın ki böle derseniz çok özel bişey değil, önce Bebek Kırıntı'da bi yemek yedik, azcık sahil yürüyüşü yaptıktan sonra Mangerie'de sangrialarımızı içtik. O kadar iyi geldi ki anlatamam...
Çok uzun zamandır can dostumla böle vakit geçirmemiştim, o en güvendiğim&sevdiğim limana teslim ettim kendimi. Herşeyin en gerçek ve en samimi olduğu o anları özlemişim resmen.
Şimdiyi, evliliklerimizi, geleceği, bebeğimi konştuk, bazen sustuk, susmak bile iyi geldi.

13 Haziran 2012 Çarşamba

"Yaşama Yolculuk, Anne Karnında Yaşamın Öyküsü"


Birlikte çalıştığım 2 çocuk babası bir arkadaşım var. Hamilelik & çocuk bakımı konusunda çok tecrübeli. Benim yaşadığım deneyimleri o zaten yıllar öncesinden yaşadığı için bana çok güzel tavsiyelerde buluyor ve belkide -erkek olmasına rağmen- beni en iyi anlayan insanlardan biri. Çünkü tüm gün beraberiz, eşimden çok onu görüyorum. Benim hiç çocuk düşünmediğim zamanlarımdan artık plan aşamasına geçişimizi, hamile miyim acaba heycanlarımı, herşeyimi biliyor. Çok iyi niyetli ve anlayışlı biri, sağolsun bana çok güzel telkinlerde bulunuyor. Eşine, ailesine, çocuklarına o kadar düşkün ki, hayranım onun aile sevgisine. O yüzden onun düşünceleri benim için çok değerli. Geçen gün bir CD getirdi bana, National Geographic'in anne karnındaki bebek gelişimi anlatan bir belgesel. Gerçekten çok güzel bilgiler vardı, kesinlikle tavsiye ederim.



 "National Geographic - Yaşama Yolculuk Anne Karnında Yaşam 1 DVDRIP XVID AC3-BDR

Yumurtanın rahme yerleşmesinin ardından nasıl aşama aşama geliştiğini, hücrelerin farklılaşarak organları oluşturmasını, beynin nasıl geliştiğini ve duyuların nasıl uyandığını, bebeğin annesiyle kurduğu iletişimi ve doğumun nasıl gerçekleştiğini adım adım izleyebilirsiniz.
 İleri tıbbi görüntüleme teknikleri ve 3 boyutlu canlandırmalarla anne karnındaki yaşam ilk kez bu kadar ayrıntılı şekilde izlenebiliyor. Tek hücreden doğuma dek, anne karnındaki yaşam yolculuğunun tüm gizemleri açığa çıkıyor.
 Yaşamın yeşermesi, hiçlikten çıkıp insana varmak kadar muhteşem bir öykü olabilir mi? Anne karnındaki yolculuğun ilk ânı, tek bir spermatozoidin kazandığı bir yaşam yarısıyla başlar. Bu yarış sonunda genetik miras nesilden nesle aktarılır. Artık yeni bir yaşam yeşermiştir. Bu tek hücre dokuz ay sonra bir insan olarak ışığa kavuşacaktır."

"Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler"

Tracy Hogg & Melinda Balu

Bugün artık hazırlıklara başlasam iyi olacak diye düşünüp bir kitap aldım. Okuyup değerlendirmelerimi paylaşacağım.

*************************GÜNCELLEME, 31.07.2012 *************************
Kitabın ortalarına geldim, kesinlikle tavsiye ederim süper bilgiler var, özellikle benim gibi acemi annelere. EASY yöntemi adı altında günlük rutin anlatılmış. Kaç saatte bir uyuması gerektiği, emzirme aralıkları gidi detaylar var. Umarım pratikte de aynen uygulayabilirim.

Bodrum kaçamağı


Çok keyifli bir kaçamak oldu, 3 gün kaçtık buralardan... Bulantılardan, baş ağrılarından o kadar sıkılmıştım ki çok iyi geldi. Hiç kusmadım, başım hiç ağrımadı desem!! Bulantım oldu hafiften ama hiç kusmadım! Ben bodruma yerleşmeliyim, gitmeliyim buralardan. Sanırım iş stresi, düzenli beslenememe, yorgunluk etkili oluyor. Bulantılar biraz da psikolojik belki de...Dönüşüm muhteşem oldu ama, 2 gün baş ağrısı ve kusma tavan yaptı. Bugün biraz daha iyim çok şükür.
Sabah eski günlerdeki gibi özen gösterdim saçıma başıma kıyafetime. Normalde hiç içimden gelmiyordu, zaten aynada kendimi hiç beğenmediğim için saçıma başıma da dikkat etmiyordum. Bu arada toplamda 4 kilo aldım! Kıyafetlerim dar geliyor artık. Dışarıdan bakıldığında azcık göbeğim var. Basenlerim zaten hep vardı daha da genişledi. En büyük korkum tostoparlak bir hamile olmak. Umarım çok fazla kilo almam. Zaten vücud yapıp çok musait kilo almaya, hemen basenlerim genişleyi veriyor ve kıyafetler çok kötü duruyor.Denize girerken haftasonu biraz rahatsız oldum, insanlar bana bakıyor mu, çok şişko görünüyor muyum diye. Ama ben hamilleeeyyiimmm ondan böle şiştim demek istiyorum insanlara...
Bu arada yandaki fotoyu ben çektim, deniz şahaneydi. Doktoru aradım gidince, içim rahat etmedi. Denize istediğin gibi girebilirsin, ama direk güneşten uzak dur, yüksek faktörlü güneş kremi sür dedi. Bir de otelde çok övdükleri Asya restorantı vardı, sushi yiyebilir miyim diye sordum. California ve Tempura yiyebilirsin dedi... Çok sevindim, çünkü zaten benim en sevidiğim California Roll. Ama kısmet olmadı malesef gidemedik o restoranta, onun yerine otelde Lübnan restorantı vardı ona gittik, çok keyifliydi. Diğer akşamlarda da açık büfeyi tercih ettik. Ama o kadar yemeği bir arada görmek bana hiç iyi gelmedi, iştahım kapandı. Zeytinyağlılardan ve meyvelerde yedim sadece. Ama acıkma sıklığım giderek artıyor. 2 saatte bir bişiler atmak istiyorum ağzıma. Temmuzda Nice-Cannes tatili yapacağız, orda sürekli yanımda biskuvi gibi bişiler taşımam gerekecek. Zaten normalde de çok sık acıkırım ama 2 saatte bir gerçekten iddialı bir durum oldu... Hele yurtdışında bunla nasıl baş edeceğim bilmiyorum. Bu arada doktorum haftada 2 kadeh şaraba izin verdi. Geçen hafta ilk kez bu hakkımı kullandım, çok iyi geldi, özlemişim.
Hayat artık hiç eskisi gibi olayacak anladım, ama şunu da çok iyi anladım ki bu duruma ayak uydurmaya çalışmazsam çok daha mutsuz olacağım. O yüzden bu yeni durumda kendimi mutlu edecek şeyler yakalamaya çalışıyorum.
Veee burdan bir de günah çıkarmak istiyorum. Canım arkadaşlarım sizi çoook seviyorum, beni bu huysuz halimle bile kabullenip beni hiç yanlız bırakmayıp sürekli arayıp sordunuz. Yeni dünyama ayak uydururken sizi ihmal ettim biliyorum ama artık söz size daha fazla vakit ayıracağım.






7 Haziran 2012 Perşembe

12. Hafta


Uzun aradan sonra...


Uzunca bir süredir yazmıyordum, yazamıyordum. Bulantılarım hala devam ediyor, doktorum herhangi bir bulantı ilacını alabileceğimi yan etkisi olmadığını ama en etkilisinin "Zofer" olduğunu söyledi. Sabahları bulantılarla uyanıyorum, bir süre çıkardıktan sonra hemen yarım Zofer alıyorum. Biraz olsun dindiriyor, en azından kusmalarımı hafiletiyor. Daha sonra gün içinde hiç geçmeyen bulantılarım devam ediyor, bir de baş ağrısı... Uyku hali ve yorgunluk hissini bir türlü atamıyorum üzerimden. Sanki günlerce uyusam yetmeyecekmiş gibi... Şimdi neden kilo alındığını daha iyi anlıyorum. Hayatın ritmi o kadar yavaşlıyor ki. Bir de ben sürekli hamur işi yemek istiyorum, çünkü ancak onlar miğdemi bastırıp bulanmamasını sağlıyor. Peynir-ekmek, makarna ve pilav yemek istiyorum sürekli. Proteini tamamen zorunlu olduğu için yiyorum.
Bir de vitamin verdi doktor son gittiğimde, "Previt Positive", folik asitten kalsiyuma her türlü ihtiyaç var içinde. Biraz da ona güvenerek yeme düzenime pek de dikkat etmiyorum. Bol bol meyve yiyorum, ofiste dolaba bir sürü meyve doldurdum açıktıkça onlardan yiyorum, akşam da yemekten sonra yiyorum.
Güzel şeylerden bahsedeyim biraz da... Eşimin işi için Bodrum'a gitmesi gerekiyormuş, Cuma gününe denk getirdi ve ben de onunla gidiyorum. Cuma içn izin aldım, sabahtan gidip pazar günü döneceğiz. Çok güzel bir otelde kalacağız, fotoğraflar çekip paylaşırım. Ancak kıyafet sorunu yaşıyorum. İster istemez biraz kilo aldım ve göbeğim şişti. Artık 40 beden giyiyorum (ilerde bugünlerime şükredicem biliyorum). Birkaç tshirt alacağım şimdi öğle arasında gidip, bikinim elbiselerim var nasıl olsa... Bebişimle ilk tatilimiz :)

17 Mayıs 2012 Perşembe

İlk maç heycanı...


Daha nice İLKler yaşayacağız kimbilir. Bebeğim (bu kelimeyi kullanmak biraz tuhaf geliyor nedense) ilk maçına gitti. Hem de kupa maçı :) 50. Ziraat Türkiye Kupası finali! Bizim CEO'muz çok tutkulu bir Fenerbahçe taraftarı. Geçen hafta şirkette maç organizasyonu yapılacağı ile ilgili duyuru mailı atıldı. Ben de iyi bir Fenerbahçeli babanın biricik kızı olarak organizasyona severek katılacağımı ilettim. Yönetimini yaptığımız AVM'ye de uğrayıp ordan maça geçecektik, bölelikle hem iş hem de eğlence bir arada olacaktı.

Haftasonu, Fenerbahçe'nin son maçta şampiyonluğu Galatasaray'a kaptırmasıyla biraz buruktuk ama gene de sezonun son kupasını alacağımıza yemin etmiştik. Şirketten, sayın direktörüm ve iki iş arkadaşımla atladık arabalara Ankara 19 Mayıs Stadyumu'na doğru yola çıktık. Hamile olduğumu bilen çoğu kişi büyük tehlikeye atıyorsun kendini, yapma çok olay çıkar o maçta dese de ben kararttım gözümü ve düştüm yollara. 4 saatte vardık Ankara'ya, AVM'ye uğrayıp dolanıp işlerimizi hallettikten sonra maça geçtik. Çok kalabalıktı, tribünler dopdoluydu. Tarafsız alanda maç yapıldığı için stadyumun yarısı Bursaspor taraftarları yarısı da Fenerbahçe tarftarlarıydı. Bizim bulunduğumuz yer Bursaspor taraftarlarına çok yakındaydı. Maçın ilerleyen dakikalarında kafamıza taş, çakmak su şişeleri, bozuk para gibi bir sürü şey atmaya başladılar, biraz ürkttüm o sıralarda. Ama inanır mısınız sanki bir çember ile korunuyordum, sağımdakine solumdakine, arkamdakine hep bişiler isapet etmesine rağmen bana hiç bişey gelmedi.

Çok şükür sonunda kazanan Fenerbahçe oldu ve kupayı aldı. Hem de tam 4 tane gol attı Fenerbahçe! Herkes pıtırcık uğurlu geldi, miniğin şansı bu falan filan dedi... Ben zaten senin çok çok uğurlu ve kısmetli biri olacağına hep inanıyorum, bak daha karnımdayken bana uğurlu geldin.



15 Mayıs 2012 Salı

Hamilelikte Dengeli Beslenme


Beslenme konusunda hamileliğimi ilk duyduğumdan bu yana hassas davranıyorum. Ancak mükemmel bi diyet uyguluyorum dersem yalan olur. Bir öğünü sadece makarna ya da koca bir hamburger menü ile de geçirdiğim oluyor (malesef). Genellikle kalorili yiyecekleri öğlen yemeğe özen gösteriyorum. Onun dışında sabah kahvaltılarımda yumurta, peynir, yoğurt, müsli yemeğe özen gösteriyorum. Çalışan bir bayan olarak her öğlen dışarda yemek zorunda kalıyorum. Zeytinyağlı yanına ızgara et ya da tavuk en ideali, bi de yanına ayran alıyorum. Aralarda çok acıkıyorum, marketten alışveriş yapıp şirketin dolabına meyve doldurdum. Elma, mandalina, salatalık falan filan. Bir de ceviz, fındık ve leblebi aldım, arada atıyorum ağzıma. Akşamları annemden destek geliyor çoğu zaman. Sağolsun bitanecik annem bana bol bol zeytinyağlı hazırlayıp yolluyor. Akşam gene kazıntılarım başlıyor, onun için de kuru erik, kayısı, tadımca gibi şeylerle takviye yapıyorum.

İnternet sitelerinde hemen hemen birbirine benzer yemek listeleri var, Mehmet Öz'ün "Siz bebeğinizi beklerken" isimli kitabını aldım, arada ona da bakıyorum, güzel tavsiyeler var.

Aşağıda örnek bir liste paylaşıyorum, hemen hemen uygulamaya çalıştığım liste budur benim.
Alıntı; hurriyetaile.com'dan
"Anne adayının beslenmesi ile bebeğin sağlığının doğru orantılı olduğunu artık hepimiz biliyoruz. İşte size ve bebeğinize Prof.Dr. Hakan Şatıroğlu’ndan detaylı bir beslenme çizelgesi.
Sabah Menüsü
1 bardak süt,
1 yumurta,
1 dilim peynir,
1 dilim ekmek,
1 domates, 1 salatalık, maydanoz, yeşil biber, dereotu.
Öğle Menüsü
1 Porsiyon etli kurubaklagil yemeği
1 porsiyon pilav veya makarna
1 bardak ayran
1 porsiyon salata
1 orta dilim ekmek,1 adet meyve.
Akşam Menüsü
1 porsiyon et, balık, tavuk
1 porsiyon zeytinyağlı sebze yemeği
1 bardak ayran,
1 porsiyon salata, 1 orta dilim ekmek.
Dikkat Edilecek Noktalar
- Çay, kahve gibi içeceklerin tüketimini azaltıp; ayran, süt ve meyve sularını tercih edin. Her öğünde mutlaka C vitamini içeren besinlerden yiyin.
- Sebze, meyve ve kurubaklagilleri iyice yıkamadan tüketmeyin. Sebzelerin, makarnanın haşlama sularını dökmeyin, ya suyunu çektirerek pişirin ya da sularını çorbalarda kullanın. Sigara, alkol kullanmayın, sigara dumanına maruz kalmayın.
- Yemeklerde iyotlu tuz kullanın. Tansiyon yüksekliklerinde yemekleri tuzsuz pişirin. Hazır gıdalardan kaçınıp doğal besinler tüketin. Hazır içecekler, hazır çorbalar ve mevsimi olmayan sebze ve meyveleri tüketmeyin. Et, balık, tavuk, kurubaklagil tüketimini birer gün ara ile yaparak tek düzelikten kurtulup bıkkınlık yaratmadan doğru beslenin.
- Süt içemiyorsanız yoğurt veya ayran tüketin. Peynir yerine çökelek tüketebilirsiniz. Yağda kızarmış hamur tatlıları yerine, meyve veya sütlü tatlıları tercih edin."

Sağlıklı hamilelik geçirmeniz dileğiyle...

11 Mayıs 2012 Cuma

Beğendiklerim...


Minik bebeğim için bir dünya yaratmaya çalışırken çeşitli internet sitelerinden fikir almak istedim... Benim bebeğim için hazırlayacağım oda çok minik bir oda olacağı için malesef benim çok sınırlı seçeneklerim olacak. Yatağını resim 1'deki gibi istiyorum, bir de çekmeceli büyük bir komidin alacağım. Şuan cinsiyeti belli olmadığı için hem kız hem de erkek mobilyalarına bakıyorum. Mobilyayı açık renk ahşap istiyorum, cilasız, mat. Bir de fotoğraflardaki gibi yatağın bulunduğu duvara isim yazma fikri çok hoşuma gitti, ahşap harflerle güzel durur diye düşündüm.

Bir de duvar kağıdı yaptırmak istiyorum. Çocukken amcamların Kınalı Ada'da yazlıkları vardı, orda çocuk odalarında bir duvar kağıdı vardı, hayal mayal hatırlıyorum. İşte o duvar kağıdını bulmak çok istiyorum. Minik kız ve oğlan figürü elinde şemsiyesi var...

Aslında daha çookk var benim mobilya seçmeme ama internetten şöle bi araştırıyım diyince bunlar çıktı karşıma, aslında neler neelleerr var...







10 Mayıs 2012 Perşembe

Şans meleğim nerelerdeydin, tam zamanında geldin, en güzel bölüm başlıyor...


Canım bebeğim sen benim en büyük şansımsın buna inanıyorum, eşimle aşkımızın mucizesisin sen!

9 Mayıs 2012 Çarşamba

9. Hafta, Bulantılar tüm şiddetiyle devam ediyor...


Üzüm tanesi büyüklüğündeymiş şuan:) Organları, kasları oluşmaya başlamış, gözleri tamamen oluşmuş ancak 27. haftadan önce acılmayacakmış. Kulak memesi, ağzı, burnu ve burun delikleri belirginleşmeye başlamış.

Şöyle bir öneri var takip ettiğim internet sitesinde;

This Week's Activity

Start a daily ritual to connect with your baby. Diane Sanford, a clinical psychologist who focuses on pregnancy and postpartum adjustment, encourages women to set aside two five- to ten-minute periods a day to think about their baby. Just after waking up and before going to sleep works well for many expectant moms. During these times, sit quietly and gently rest your hands on your belly. Focus on your breathing and then start thinking about your baby (your hopes and dreams, your intentions as a parent, etc.). It's a great way to initiate the bonding process and to help you plan for the kind of parent you want to be.

Yani özetle şöyle diyor; her gün 5 ila 10 dakika bebeğinizi düşenmeye ayırın, sabah kalkar kalmaz ya da gece yatmadan olabilir. Bu sırada sessizce oturun, ellerinizi göbeğinize koyun. Nefes alışlarınıza odaklanıp bebeğinizi düşünmeye başlayın (umutlarınızı, düşlerinizi, ebeveyn olarak isteklerinizi düşünün) Bu doğuma alışmanıza ve nasıl bir ebeveyn olacağınızı tasarlamanıza yardımcı olur.

Foto Kaynak: Baby Center (http://www.babycenter.com/)

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Sabah Bulantıları


 "Merkezi sinir sistemindeki bulantı merkezinin hassasiyeti artar ve daha önceki yaşamda etkili olmayan pek çok uyaran ile bulantı ve kusma tetiklenir hale gelir." Tüm açıklama bu kadar!!
Bir kaç gündür yaz(a)mıyorum, çok bulantım var, sürekli var!! Allah'tan sadece sabahları çıkarıyorum, gün içinde pek olmuyor ama asla azalsa da geçmeyen bulantılar FELAKET rahatsız edici... Zor şeymiş hamile olmak, hiç de öyle tahmin ettiğim gibi karnım azcık şişecek lay lay ortalıkta dolanıcam karnımı gere gere diye bişey yok.
Karnım hafif genişledi, karnım çıktı denemez ama kotlarım artık sıkmaya başladı. Daha öncede bu kiloda olmuştum ama karnım hiç bu kadar geniş olmamıştı. Onun dışında göğüslerimde hassasiyet arttı.
26 Mayıs'ta bir sonraki randevum, çoookk uzun süre sonraymış gibi geliyor bana. Merak ediyorum, heyecanla bekliyorum.
Bu arada canım kardeşim İstanbul'a geldi 1 haftalığına, çok görüşememiş olsak da sonuçta artık yakınımda:) Seni çok seviyorum minik DAYI :)

26 Nisan 2012 Perşembe

İlk Kalp Atışı

Bugün minik bebeğimizin ilk kalp atışını duyduk!! Çok tuhaf bi duygu, miniminnacık bebeğimin kalbi atmaya başlamış bile!
6 hafta 3 günlük, yarım santim...
Eşimle birlikte gittik bu sefer, aslında arkadaşlarımdan çağırmak istediklerim, gelmek isteyenler vardı ama çok ayak üstü olacak diye istemedim ben, daha uzun bir görüşmede gelseler daha çok yaşabiliriz o anı birlikte. Tam bir ay sonraya tekrar randevu aldık, 26 Mayıs Cumartesi saat 10.30.
Miğde bulantılarım iyice başladı artık, allahtan kusma boyutuna vardı henüz. sabahları çok yoğun oluyor. Zaten internette okuduğumda da şöle bir bilgi var; "Daha çok sabahları olur ve bu yüzden 'Sabah Bulantıları' olarak isimlendirilir. Tipik olarak 4-6. gebelik haftasında başlar ve 12. gebelik haftasında sona erer." Daha 6 haftamız var yani...
Altınbaşak ve Olips aldım, Olips atınca ağzıma baya bi ferahlık veriyor iyi geliyor. Sabah kalkar kalmaz hemen bişiler atıştırıyorum, aç kalırsam daha da kötü olurum diye. Gün içinde bulantılarım hafif hafif devam ediyor ama pek umursamamaya çalışıyorum. Biz çalışan bayanların malesef sabah kötü de uyansa gece kötü de geçse sabah hazırlanıp işe gitme gibi bi zorunluluğu var. Bu sabah kötüyüm aman 1 saat daha fazla uyumalıyım gibi bir lüks yok malesef. Olsun belki böylesi daha iyidir, insan yattıkça daha fena hissediyor kendini. Haftasonu genellikle yattım mesela, yatmanın sonu yok, hem de kilo alıyorsunuz. Bu arada 66 kiloyum şuanda!! Offff, hızla kilo alıyorum. 64'le başlamıştım oysaki... Acilen frenlemeliyim kendimi!!




25 Nisan 2012 Çarşamba

Çatlaksız günler için Badem + Kayısı yağı


Watsons'tan gittim fıs fıslı boş bir şişe aldım. Bir de Kayısı yağı ve badem yağını alıp karıştırdım. Her gün banyodan sonra bolca yağlanıyorum, çatlaksız güzel günler için! Bir arkadaşım tavsiye etti, hamileyken her gün sürmüş, hem de öğrenir öğrenmez, hiç çatlağı olmamış.

Ben de başladım bakalım. Selülitlerimin yanına bir de çatlaklarım eklenmesin lütfen!!

24 Nisan 2012 Salı

6.Hafta


İlk doktor randevumuza binbir heycanla gittik. Annem, eşim ve ben ... Üçümüz de çoookk heycanlıydık!! Ama doktorumuz o kadar sakin biri ki, onun sakinliği ister istemez insana yansıyor ve bir anda rahatlıyorsunuz. Bir kaç kişisel bilgiden sonra ultrason muayenesine geçtik. Simir testi isteyip istemediğimi sordu, ben de ne gerikiyorsa yapalım dedim. 3 hafta sonra çıkarmış simir testi sonuçları. Ultrasonda çok şükür herşey normal çıktı. Korktuğumuz gibi bir dış gebelik durumu v.s. yoktu. Bebeğim, kuzum 39 günlükmüş, yani 5.5 haftalık hamileymişim. Bir iki gün sonra gelseniz kalp atışını da duyabilirdiniz dedi. Dolayısıyla haftaiçi gelin kalp atışını da duyalım dedi.
Perşembe için tekrar randevu aldım, kalp atışlarını duyabilmek için. Birkaç arkadaşım kalp atışlarını duyduğu ultrason muayenesinin çok duygulu olduğunu söylemişti, ben de meraklıyım o yüzden.
Miğde bulantılarım dün sabah itibariyle başladı. Sabahları çok ama çok aç uyanıyorum. Açlıktan mı yoksa normal mi bu miğde bulantıları bilemedim. Karnımın üstüne yatınca özellikle miğde bulantılarım çok çoğalıyor. Altınbaşak almıştım, bu sabah hemen kalkıp bir iki tane attım ağzıma bastırsın diye. Ama pek geçmedi. Sabah üzerimi giyinip evden çıkıp ofise gelene kadar devam etti durum... Dün 23 Nisan tatili dolayısıyla evdeydim, miğde bulantısını evde idare ettim ama işe gelmek gerçekten zor oldu.
Bir de koku hassasiyetim var. Sanki dünyanın tüm kokuları burnuma geliyor. Tüm kokular ağırlaştırılmış ve yoğunlaştırılmış bir şekilde burnuma geliyor. Bu parfüm bu kadar ağır mıydı, sigara bu kadar kötü mü kokuyordu gibi durumlarım var.

19 Nisan 2012 Perşembe

Doktor Randevusu


Bugün ilk doktor randevuma gidiyorum. Saat 14.40, Amerikan Hastanesi, Ramazan Mercan.
Ramazan Bey bizim ailenin doktoru diyebilirim... Eltim, kuzenimin eşi (aynı zamanda benim en yakın arkadaşlarımdan bir tanesi), yakın bir arkadaşım, abimin eşi, kuzenim falan filan derken liste uzun! Ben ilk başlarda pek istekli değildim başka birini mi denesem, nereye gitsem diye çok düşündüm. Ama Amerikan Hastanesi en içime sinen hastane. Kaç tane başarılı sonuç var önümde, neden Amerika'yı yeniden keşfediyim ki?
Heycanlıyım, soracağım sorular çookkk, eminim o anda kitlenip kalacağım hiç bişi soramayacağım. Aman bir terslik olmasın da. Karnım çok şiş, ondan biraz çekiniyorum, normal mi acaba bu kadar şişmesi?
Çok şükür miğdem bulanmıyor şimdilik, sadece çabuk uykum geliyor akşamları. Bir de ilk zamanlarda biraz tansiyon düşüklüğüm vardı ama o da geçti artık...

İlk haber


9 Nisan 2012 Pazartesi günü bekleyemeye başladım, taaaaaaaaa cumartesi gününe kadar bekledikten sonra kan testi yaptırmaya kadar verdim!! Annemle sabahtan buluştuk, bana güzel bi omlet hazırladı, sohbet muhabbet kahve keyfinden sonra hastaneye gittik. Gittiğimizde saat 12.30 civarındaydı, test sonucunun, 14.30 ila 15.00 arasında çıkacağını sölediler. Hastenede şaşkındık biraz, idrar testi yaptırmak isterken danışmadaki kız kan testi olarak ücreti almış, neyse sanırım gönlüme göre oldu dedim ve oturdum kan verme sandalyesine.
Benim sağ kolumdan zor bulunur damar ama neyse hemşireye sölemiyim şimdi belki bulur dedim. Her zaman damar bulma sorunumdan dolayı tedirgin olurum ben kan verirken. Neyse bir kaç denemeden sonra pat diye buluverdi hemşire. Çok sevindim!!!
Zaman geçirmemiz lazımdı, oraya yakın Kağıthaneye inelim Koton Outlete bakarız dedik, derken Metro var bi de orda önce orda dolanalım azcık dedik. Ama kalbim küt küt... Heycanım dorukta! Anneme çaktırmamaya çalışıyorum, sanırım o da bana:) Karşılıklı heycanlı değilmişiz gibi yapıyoruz. Sonuç olumlu olmazsa üzülmeyelim diye... Metrodan ikimizde bir kaç parça bişi aldık, dinlenmek için çay içmeye oturduk ordaki kafeye, başka şeylerden konuşmaya çalışıyoruz ama aklımız orda. Artık heycanımızın doruk noktasındayız ama daha 1 saat var. Vakit geçirmek için bir mağazaya daha giriyoruz. ayy ben artık çığlık atıp hastaneye doğru koşmak istiyorum. Hiç bişey anlamıyorum baktıklarımdan. Sonunda vakit geliyor artık!! Dooğğrrruu hastaneye...Vee güzel haber :) Beta hcg değeri 942 çıkıyor...
Annemle birbirimize sarılamıyoruz, şaşkınız, bir çak hareketi yapıyoruz. doktora görünsek mi v.s derken hamileyim işte canım diyip sarılıyoruz birbirimize:)
Eve gidip bi kafayı toplayıp herkese öyle haber verelim diyoruz... Barışı arayıp eve cağırıyorum, biraz mırın kırın ediyor ama geliyor sonrasında. Sarılıp mutlu haberi veriyorum ve sonrası tam bir bayram havası... Tam o sırada babm geliyor, kayınvalidemleri kardeşlerimizi arıyoruz derken sevinç, gözyaşı, mutluluk...!
O akşam da benim hem yazlıktan arkadaşım hem de kuzenimin kuzeninin düğünü var. Onun heycanı bu mutluluk bir birinine karışıyor... Ama tarif edilmez bir heyecan ve şaşkınlık!! HAMILEYIMMM...



Bir Garip Duygu


Yeni hayatımın ilk günlerinde garip duygular içerisindeyim. Sevinç, korku, endişe hepsi bir arada...Ama en çok da mutluyum sanırım!
Ben sevgi ve şefkatla ile büyütülmüş,  canım ailemin ortanca ve tek kızım. Canımdan çok sevidğim bir abim ve mesafeli gibi görünsek de birbirimize sımsıkı bağlı olduğumuzu bildiğim bir kardeşim var. Hayatın ona öğrettikleriyle dimdik ayakta durabilen canım annem ve beni çok seven canım babam hayatımın vazgeçilmezleri.

Lise, üniveriste, iş hayatı derken, kendimi rüya gibi bir düğünün içinde buldum. Canım eşimle kader bizi 3 Ağustos 2005 tarihinde bir araya getirdi. O günden sonra hızla gelişen olaylar bizi nikah masasına kadar götürdü. Sevgilim, dostum herşeyim o benim... Ne günler geçirdik, neler atlattık ve sevgimiz, bağlılığımız hiç değişmedi.

Güzel dostluklarım var bi de, sağlam, sevgi dolu, gerçek!

Şimdi yepyeni bir hayat beni bekliyor. Güzel ailem, canım kocam ve dostlarımla birlikte geçireceğim güzel hayatıma minik bir heyecan ekleniyor.

Çok uzun zamandır hayal ediyordum, bekliyordum doğru zamanın gelmesini ve sonunda oldu! Yavaş yavaş tüm hazırlıklarımı yaptım, sana hazırlandım! Şimdi sahne senin..!!